Basit bir enfeksiyon olarak göz ardı etmeyin! Görünüşe göre işitme kaybına neden oluyor…
Dış kulak enfeksiyonunun sadece yaz aylarında görülmediğini, her mevsim karşılaşılabilecek bir sorun olduğunu belirten uzman, özellikle enfeksiyonu daha önce geçirmiş kişilerin önlem alması gerektiğinin altını çizdi. Kılıçoğlu ayrıca enfeksiyonun belirtilerini de sıraladı. Opr. Kılıçoğlu, bu sorunun her yaşta ortaya çıkabileceğini hatırlatarak şu bilgileri verdi:
“Dış kulak yolu iltihabı, genellikle bakterilerin neden olduğu, kulak kanalının akut bir enfeksiyonudur. Dış kulak yolundaki deri ödemli hale gelir ve hasta, dış kulak enfeksiyonunda kaşıntı, ağrı ve dolgunluktan şikayet edebilir. ‘Pseudomonas aeruginosa’ bakterisinden dolayı kanal tıkanıklığı meydana gelebilir. Sorun her yaşta ortaya çıkabilir.” “Gerçekleşmiş olması nedeniyle tüm toplumu endişelendiren bir durumdur.”
Op. Dr. Kılıçoğlu konunun neden bu kadar önemli olduğunu şöyle anlattı:
“Enfeksiyon devam edip ilerlerse kulakta şiddetli ağrıya neden olabilir. Bu ağrı özellikle çiğneme veya kafayı hareket ettirme sırasında artar. Şişme veya tıkanma gibi durumlar ortaya çıkarsa bu durum geçici işitme kaybına veya daha ciddi kulak sorunlarına neden olabilir. Sorun şu ki, “özellikle enfeksiyon için risk faktörü olan nem ve suya maruz kalma durumunda veya hijyenik koşulların sağlanmaması durumunda tekrarlama riski vardır, bu nedenle zamanında takip ve tedavi gerektirir.”
Opr, dış kulak yolu enfeksiyonlarının sadece yaz aylarında ortaya çıktığının yaygın ve yanlış bir bilgi olduğunu söyledi. Kılıçoğlu, şöyle konuştu: “Dış kulak yolunun pH’ı normalde asidiktir ancak kulağa çok fazla su girdiğinde ortam nemli hale geldiğinden bazik (alkali) pH’a doğru kayar. Bu durumda yatkınlık oluşturur. Hasta, denize veya havuza girerken bu bakteri veya mantar etkeniyle karşılaştığında rahatsızlıklar gelişir.” “Su sporları ve yüzme sonrasında dış kulak yolu normalden daha ıslak olacağından daha sık oluşmaya başlar, enfeksiyonun gelişmesine zemin hazırlayan faktörler arasında yer alır. Bu nedenle oluşabileceğini unutmamak gerekir. Her mevsimde görülse de yaz aylarında daha sık görülüyor.”
Op, her ne kadar sıklıkla yüzücü kulağı olarak bilinse de en önemli sebeplerden birinin, dış kulak kanalında bulunan salgı bezlerinin koruyucu yağ tabakasının kaybolması olduğunu açıklıyor. Dr. Kılıçoğlu, şunları söyledi: “Yüksek nem ve sıcak ortamlarda dış kulak yolunun derisinin koruyucu bariyeri ve kulak salgısı ortadan kalktıkça risk artar. Çoğunlukla kaşıntı ile başlar. Pamuklu çubuk veya tırnakların içine sokulmasıyla ciltte hasar meydana gelir. Bu, bakterilerin ciltte büyümesi için daha fazla zaman sağlar.” Rahat bir ortam yaratıyor dedi.
Op, özellikle daha önce dış kulak yolu enfeksiyonu geçirmiş kişilerin risk altında olduğunu söyledi. Dr. Kılıçoğlu, bağışıklığı düşük olan kişilere de dikkat çekerek şunları anlattı:
“Özellikle yüzme veya duş sonrası rahatsızlıklar tekrarlayabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, özellikle diyabet, kemoterapi veya radyoterapi gören kişilerde ve HIV+ hastalarında, dış kulak yolu enfeksiyonu öyküsünün devam etmesi durumunda enfeksiyon riski daha fazla olduğundan, “Bu hastalarda dış kulak yolu enfeksiyonu kulak kemiğine, çevredeki yumuşak dokuya ve boyuna yayılarak daha yaygın enfeksiyona neden olabilir” diye bir KBB uzmanına muayene olmaları gerekir.
Operasyon. Kulak ağrısı ve özellikle kaşıntı nedeniyle enfeksiyonun perikondrit adı verilen kıkırdak enfeksiyonu, egzama benzeri bazı cilt hastalıkları ve kronik orta kulak enfeksiyonlarıyla karıştırılabileceğine dikkat çeken Dr. Dr. Kılıçoğlu, doğru teşhis ve zamanında tedavinin önemini şöyle anlattı:
“Tedavi edilmeyen dış kulak yolu enfeksiyonu sonucunda kulak ağrısında artış, dış kulak yolunda şişlik ve kulaktan akıntı meydana gelebilir. Bu enfeksiyon zamanında tedavi edilmezse yumuşak dokulara, yüze ve yüze yayılabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda yüzeysel bir enfeksiyon olarak başlayan hastalık, bu bölgede yoğun lenfomaya neden oluyor.” “Drenaj sistemi sayesinde baş ve boyun bölgesine yayılmasına zemin hazırlıyor.”
Op., “Dış kulak yolu enfeksiyonlarının tedavisinde dört temel prensip vardır. Sık ve titiz temizlik, uygun antibiyotiklerin uygulanması, iltihap ve ağrının tedavisi, ileride oluşabilecek enfeksiyonların önlenmesi için önerilerdir” dedi. Dr. Kılıçoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enfeksiyonun her aşamasında aralıklarla hastayı görmek ve dış kulak yolunu temizlemek, hastanın kullanacağı kulak damlaları kadar etkili olacaktır. Pürülan akıntının olmadığı aşamada ise alüminyum asetat damlaları büyümeyi engelleyecektir. Enfeksiyon sıklıkla ‘Pseudomonas aeruginosa’dan kaynaklandığından, bu faktörün karşılanması için antibiyotik damlalarıyla başlanması tavsiye edilir.” “Tedaviye kortizonlu kulak damlaları da eklenebilir. Dış kulak yolu enfeksiyonu kendi kendine kaybolmaz. Tedaviye mutlaka KBB doktoru tarafından başlanmalıdır. Her hastanın enfeksiyonun evresi farklı olduğundan tedavi Damla ve antibiyotik tedavisine, başka birinin faydalı tedavi tavsiyesi dikkate alınmadan başlanmamalıdır.
KKB hastalık uzmanı Op. Dr. Meltem Bozacı Kılıçoğlu enfeksiyonlardan korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:
“Yüzme sırasında kulağa su kaçmaması için vazelinli pamuk kullanılmalıdır. Havuz veya deniz suyunun temizliğine özellikle dikkat edilmelidir. Kulak ıslatıldıktan sonra yumuşak bir pamuk veya havluyla hafifçe kurulanmalıdır. kulak çizilmemeli, kulağa pamuk veya başka yabancı cisimler sokulmamalıdır.”